Kendinize "Evet" Demenin Yolu: Sağlıklı Sınırlar Koyma Rehberi
- Omer Sengul
- 1 gün önce
- 2 dakikada okunur

Hepimiz zaman zaman başkalarını memnun etme, çatışmadan kaçınma veya sevildiğimizi hissetme arzusuyla hareket ederiz. Bu doğal bir insani güdüdür; ancak, bu arzu bizi sürekli "evet" demeye, kendi ihtiyaçlarımızı ertelemeye ve hatta kendimize zarar vermeye ittiğinde, durum değişir. Belki de İzmir'in kalabalık çarşılarında dolaşırken, size sürekli "Gel ablacım, gel abi" diyen esnafa hayır demek bile zor geliyor, değil mi? Peki ya hayatınızdaki daha önemli konularda? Sevdiklerinize, arkadaşlarınıza, hatta iş arkadaşlarınıza "hayır" diyememenin bedeli ne oluyor?
Neden "Hayır" Demek Bu Kadar Zor?
"Hayır" kelimesi, küçücük iki heceden oluşsa da, bazen Everest Dağı'nı tırmanmaktan daha zor gelebilir. Bunun arkasında birçok sebep yatar:
Reddedilme Korkusu: Hayır dediğimizde sevilmeme, dışlanma veya yalnız kalma endişesi duyarız.
Çatışma Kaçınma: Tartışmaktan, gerginlik yaratmaktan hoşlanmayız. Özellikle Ege insanının sıcakkanlılığı ve misafirperverliği, bazen bu sınırı çizmemizi zorlaştırabilir.
Suçluluk Duygusu: Başkasının isteğini geri çevirdiğimizde kendimizi bencil veya kötü hissedebiliriz.
Sorumluluk Hissi: Herkesin sorununa koşma, her şeye yetişme eğilimi.
Beğenilme İsteği: Herkes tarafından iyi biri olarak görülme arzusu.
Bu nedenler, bizi zamanla kendi ihtiyaçlarımızı göz ardı eden, sürekli tükenmiş hisseden ve aslında istemediği şeyleri yapan bireylere dönüştürebilir.
Sınır Koymamanın Ruh Sağlığımıza Etkileri
Sağlıklı sınırlar çizememek, uzun vadede ruh sağlığımız üzerinde ciddi olumsuz etkilere yol açar:
Tükenmişlik ve Yorgunluk: Sürekli başkalarının beklentilerini karşılamaya çalışmak, fiziksel ve zihinsel olarak bizi yıpratır. Sanki Bornova'dan Karşıyaka'ya bisikletle gidip gelmiş gibi yorgun hissedersiniz, ama aslında tek yaptığınız "evet" demek olmuştur.
Stres ve Anksiyete: Kontrolün sizde olmadığı hissi, sürekli bir gerginlik ve kaygı durumu yaratır.
Öfke ve Kırgınlık: İçten içe biriken hayal kırıklığı ve öfke, sonunda patlamalara veya pasif agresif davranışlara yol açabilir.
Düşük Öz Saygı: Kendi değerinizi ve ihtiyaçlarınızı ikinci plana attıkça, kendinize olan saygınız azalır.
İlişki Sorunları: Sağlıklı sınırlar olmadan ilişkilerde denge bozulur; bir taraf hep veren, diğer taraf hep alan olur. Bu da sağlıksız ve yıpratıcı bir döngü yaratır.
Peki, Sağlıklı Sınırlar Nasıl Koyulur?
"Hayır" demek, karşınızdaki kişiyi reddetmek değil, aslında kendinize "evet" demektir. Bu bir bencillik değil, bir öz saygı göstergesidir. İşte sağlıklı sınırlar koymanıza yardımcı olacak bazı adımlar:
İhtiyaçlarınızı Tanıyın: Öncelikle kendi sınırlarınızın nerede başladığını ve bittiğini anlamalısınız. Nelerden rahatsız oluyorsunuz? Hangi durumlar sizi yoruyor?
Kısa ve Net Olun: Uzun açıklamalar yapmak zorunda değilsiniz. Nazik ama kararlı bir "Hayır, maalesef bu konuda yardımcı olamayacağım" yeterlidir.
Mazeret Üretmeyin: Kendinizi haklı çıkarmaya çalışmak, karşı tarafa manipülasyon için kapı aralar.
Kendinize Zaman Tanıyın: Hemen cevap vermek zorunda değilsiniz. "Bir düşüneyim, sana geri dönerim" diyebilirsiniz.
Duygularınızı İfade Edin: "Şu an bu benim için çok fazla olur" veya "Bu benim için çok yorucu" gibi cümlelerle duygularınızı paylaşabilirsiniz.
Uygulamada Tutarlı Olun: Bir kere "hayır" dedikten sonra fikrinizi değiştirmeyin. Tıpkı Foça'daki dalgaların kıyıya her vurduğunda geri çekildiği gibi, siz de sınırlarınızda tutarlı olun.
Unutmayın, sınır koymak bir beceridir ve pratikle gelişir. Başlangıçta zorlanabilirsiniz, ancak her "hayır" deyişinizde kendinize olan saygınız ve özgüveniniz artacaktır.
Destek Almaktan Çekinmeyin
Eğer "hayır" demekte aşırı zorlanıyor, bu durumun hayat kalitenizi düşürdüğünü hissediyor veya yukarıda bahsedilen olumsuz etkilerden muzdaripseniz, profesyonel destek almaktan çekinmeyin. İzmir'deki yerimizde, bireysel seanslarımızla, sağlıklı sınırlar çizmeyi, öz saygınızı artırmayı ve daha dengeli ilişkiler kurmayı öğrenmenize yardımcı olabiliriz.
Kendi ihtiyaçlarınıza öncelik vermek, bencilce değil, aksine ruh sağlığınız için atacağınız en önemli adımdır. Unutmayın, mutlu ve dengeli bir siz, çevrenizdekiler için de daha iyi bir siz demektir.
Comments